Search In this Thesis
   Search In this Thesis  
العنوان
مسرح العبث عند مليح جودت آنداي :
المؤلف
عثمان، أحمد نور الدين أحمد.
هيئة الاعداد
باحث / أحمد نور الدين أحمد عثمان
مشرف / عبد المنصف مجدي بكر
مشرف / هبة صلاح رمضان عيد
مناقش / فؤاد أحمد كامل
مناقش / هويدا محمد فهمى علام
تاريخ النشر
2015.
عدد الصفحات
460ص. ؛
اللغة
العربية
الدرجة
ماجستير
التخصص
الأدب والنظرية الأدبية
تاريخ الإجازة
4/11/2015
مكان الإجازة
جامعة عين شمس - كلية الألسن - اللغات الشرقية الإسلامية (شعبة اللغة التركية
الفهرس
يوجد فقط 14 صفحة متاحة للعرض العام

from 16

from 16

المستخلص

ÖZET
Oyun, ya da daha genel bir adlandırmayla tiyatro, eski
zamanlardan bugüne kadar filozof, eleştirmen ve edebiyatçıların
ilgisini çeken bir edebi türdür. Bazı yazarlar ve edebiyatçılar, uzun
dönemler boyunca büyük önemi olduğu için Aristotales’in ”Poetika”
adlı eserini araştırarak bu eser üzerinde çeşitli incelemeler
yapmışlardır.
Rönesans döneminde bazı edbiyatçılar, adı geçen bu eseri kutsal
bir kitap olarak addedip bunun eleştiriden uzak, mükemmel bir eser
olduğunu savunmuşlardır. Rönesans döneminin aksine, ”Poetika”
modern dönemde yeniden okunup değerlendirilmişve bu eser üzerinde
yeni bulgulara varılmıştır.
Tiyatro, bir edebi tür olarak, Aristo’nun Poetika’sından bu yana
zamanla önemli aşamalardan geçerek dallanıp budaklanmıştır. Böylece
tiyatronun birbirinden farklı bazı alt türleri ortaya çıkmıştır. Diyalektik,
epik, törensel, deneysel, zihinsel, dışavurumcu, komik ve absürd tiyatro
bunlardan bazılarıdır.
Absürd tiyatro dünya edebiyatında modern akımların birisidir,
Fransa’da 20. Yüzyılın ellilerinde her alışık ve doğal olanlara isyan
edip kabul etmyen, bu hayatta her şey uyumsuz, absürd olduğunu ve
hiç bir şeyin değerinin olmadığını iddia eden tiyatro bir faaliyeti ortaya
çıkmıştır. Bu çıkan faaliyet, günsel hayatın tekrarlanan alışkanlıkaları
ve olayları, doğal hayatın görünüşler ve bağlantılarından koparılıp
uzaklaşmak ve gerçeklik, romantizm gibi göze çarpan prensiplerin
dönemin sorularına cevap ve çözüm vermeye çaresiz kaldığı için
insanı sadece etrafındakilerden değil kendisinden bile uzak olduğunu
görmüşler. Bir de II. Dünya savaşı batı insanın düşüncelerini ve batı
yazarlarının eğilimlerini etkilemiştir. Batı yazarları , eski dönemlerden
kalan üstünkörü ve dış kavramlara önem vermeyip insanlığın ruh
derinliklerine batıp odaklanmaya başlamışlardır.
Absürd tiyatro, gerçeklik ve doğacılığın prensiplerden
kurtulmanın çağrısını yapmıştır ve çağdaş insanın düşüncelerini
anlamaya, kendisini bağlanmışolduğu yasa ve düzenlerden kutarmaya
çalışmıştır. Varoluşçuluk felsefesi, umutsuzluğun dehşeti, insanın
yabancılaşması ve birey insanın özgürce varoluşunu yönünden absürd
tiyatronun üzerinde büyük etki bırakmıştır. Aralarında Smuel Beckett,
Eugene Ionecso, Adamov ve gene gibi absürd tiyatronun en önemli
temsilcileri, yazılarında hayatlarını, acı çektiklerini uyumsuz akıl almaz
bir şekilde ifade etmişlerdir.
Hal bu ki Türkiye bu edebi türden uzak durmadığı görüldü ki
absürd tiyatro, türk yazarlar ve edebiyatçılarını çok etkilemiştir ve
Türkiye’de Sabahattin Kudret Aksal, Mehmet Baydur ve Melih Cevdet
Anday gibi yazarlar bu eğilimden de etkileyip yazmışlardır.
Aralarında Smuel Beckett, Eugene Ionecso, Adamov ve gene
gibi absürd tiyatronun en önemli temsilcileri, yazılarında hayatlarını,
acı çektiklerini uyumsuz akıl almaz bir şekilde ifade etmişlerdir.
Absürd tiyatro, türk yazarlar ve edebiyatçılarını da çok etkilemiştir ve
Türkiye’de Sabahattin Kudret Aksal, Mehmet Baydur ve Melih Cevdet
Anday gibi yazarlar absürd tiyatro akımından etkilenmişlerdir.
Absürd tiyatronun Türkiye’ye girmesi 1950’li yıllara rastlamıştır.
Bu yıllarda her ne kadar absürd tiyatronun temsilcisi olduklarını kabul
etmeseler de eserlerindeki birtakım nitelikler bakımından absürd tiyatro
yazarları olarak degerlendirilen Eugéne Ionesco, Samuel Beckett ve
Arthur Adamov’un oyunları Türkiye’de büyük tiyatrolarda
sahnelenmiştir. Bu dönemde Türkiye’de Ankara Sanat Tiyatrosu,
Kenterler Tiyatrosu ve Genç Oyuncular tiyatro topluluğu Ionesco ve
Beckett oyunlarını sahneye koymuşlardır. 1957 yılında, aralarında
Atilla Alpöge, Genco Erkal, Mehmet Akan, Arif Erkingibi oyuncuların
bulunduğu Genç Oyuncular, kendi yazdıkları özgün bir absürd metin
olan “Tavtati Kütüpati”yi sergileyerek tiyatro hayatına atılmışlar; ancak
daha sonra yazdıkları “Vatandaş Oyunu” ile geleneksel ortaoyunu
düzeninde gelişen oyunlar yazmaya ve sahnelemeye baslamışlardır.
Modern ve çağdaş Türk tiyatrosunun en önemli yazarlarından
olan Melih Cevdet Anday, yeni bir üslup arayışına girdiği 1960’lı
yıllarda yazdığı oyunlarda olay örgüsünü en aza indirgemiş ve oyun
kişilerinin isimlerinde genel ifadeler kullanmaya başlamıstır.
Oyunlarında, toplumun birey üzerindeki kısıtlayıcı etkisini ortaya
koymaya çalışan Anday, “Dört Oyun”(1972) başlığıyla yayımladığı
“Dikkat Köpek Var”, “Yarın Başka Koruda”, “Ölüler Konuşmak
isterler” ve “Müfettişler” adlı oyunlarında absürd unsurları sıkça
kullanmıştır. Oyunlarında evlilik, iyilik ve kötülük, ödül ve ceza ve
Türk toplumunda adaleti gerçekleştirmek gibi toplumsal sorun ve
değerlere rastlanır.
Bu çalışma, absürd tiyatronun hem Türk edebiyatında hem de
Melih Cevdet Anday’ın Oyunlarında bıraktığı etkilerden bahsetmeyi
amaçladık. Melih Cevdet Anday’ın Oyunlarında dramatik ve teknik
yönleri açıklamaya özen gösterip, Söz konusu oyunlardaki motif,
düşünce ve konuları araştırıp inceledik